27 Mayıs 2010 Perşembe

Korkuluk



Bazilari kaybetme korkularini kontrol edebildigi icin, bu korku, kazanma heyecanina donusebiliyor. Burada cok ince bir cizgi var, onu kacirmamak gerekir. Bu yuzden asla kazanma heyecanina donusemeyecek kadar buyuk bir kaybetme endisesi icerisinde olmalisin.

Elinde sadece bir bardak su olsaydi ve bir daha hic bir zaman baska bir suya sahip olmayacagini bilseydin onu nasil icerdin? Hah iste senin durmun aynen oyle olacak. Icme, kokla, dilini sur, bardagi siki tut. Duserse ne yaparsin?! Biri senden su mu istedi? Kendini yerden yere at! “Valla yok! Olsa tukan senin!’ de.

Bu saygi deger su sahibi ve turveleri, kabizlik hastaligina tutulmus buyuk insanlar, gunun birinde o bardagi dusurup kirarlar ve onlarin yasadigi aciyi, son saniyede elinden kacirdigi fare icin aci ceken kedi bile yasamamistir. Ha bide, temin ederim ki, o bardagin bir gun kirlabilecek olma ihtimali bu arkadaslari cok daha buyuk acilara suruklyecektir. Bir omur boyu surecek olan boyle bir aci, insani bitirmeye fazla fazla yeter, okeye bile donersin!

''Hayat cesur bir maceradır, yarını belirsiz olan''...
ÇCok sevdiğim ve inandığım bu cümleyi kime desem, ''Söylemesi kolay, yaşaması zor…'' der. Haksız da sayılmazlar, belirsizlikler insana hep korku vermiştir. Gizemli olandan uzak durur, hatta kaçarız. Sevmekten, gelecekten, alışıp kaybetmekten, bilinmeyenden, üzülüp incinmekten, ölümden hep korkarız. Hani bu korkularla duygularımızı saklar, üstünü örtüp yokmus gibi yaparız ya; işte böylece onlara teslim olup, hayatımızı yönlendirmelerine biz izin veririz. Korku, yavas yavas yalan soylemeyi ogretir bize.
Bu arada bir gun kar yagdiginda fark etmistim. Sadece baskalarinin izine basanlar kayip dusuyorlardi. Herhalde daha guvenli olucagini sanmislardi zavallilar. Hadi gel daima basilmamis kara bas sen! Ben yapmam belki ama sen yaparsin!

Hadin, biraktigim gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder