13 Nisan 2010 Salı

Dus pesime, dus pesindeyim




Insanlar begendikleri vucutlara hayalerindeki kisilikleri yakistirirlar. Sonra buna sevmek derler. Bundan daha narsist bir davranis dusunemiyorum. Ne zaman aklinda ki “o” insanla gercekteki “o” insani bagdastirirsin, iste o zaman gozlerin acilir ve uyanirsin. Bu yuzden soyledigim sozleri, davranışlari, iyi ya da kötü, hic kimse kendisine özel sanmasin isterim. Özel olan herşeyi “ben” yaşiyorum.

PART 1

Ne zaman yeni biriyle tanissam aklimda bu dusunceler olmasina ragmen, butun ictenligimle soyliyebilecegim bir sey var; sevmek lazım. Paradan, aileden, kendinden bile fazla muhtac oldugun o sevgiyi, herseyden once senin dagitman lazim.

Tabiki hayatta herşeyin olduğu gibi, sevmenin de sınırı olmalı. Kendini tamamen bırakıp sevemezsin. Sevmemelisin. Çünkü bütün sevgini bir anda harcarsan, bir daha asla sevemeyebilirsin. Fakat sunu unutmamak lazim, once sevmeye doyacaksin sonra sevilmek isteyeceksin. Aglamicaksin, kendine geliceksin, takmayacaksin, tak acacaksin. Sevilmek istiyorsan, sevmeyi bileceksin demisti dimi?

Bir yere giderken kendini gelirken görmek, tam aşık olmadan bırakmak lazim gibi geliyor. Ama gidiceksen eger, sevgini verip gidiceksin tabi ki. Sevdigin insan her zaman o sevgiyi almasini bilemeyebilir. Daha fazlasını ister, üzülür, şımarık bir bebek gibidir sevgi goren insan.

...ama hele ki gidersen, asla geri dönme saygısızlığını göstermemen lazım! Kapiyi bir kere carpip cikabilirsin, verdigi/biraktigi sevgiye haksizlik etmemeli insan.


Burasi kolay...

Asil zor olan, karşındaki sana asik olmadan birakabiliyor musun?

PART 2

Sen ne saniyordun? Belki betimlemeli bir dille daha iyi anlatirim...

Pazar sabahı erkenden uyanıp çizgi film seyretmek gibi fedakarca , beden eğitimi dersinden önceki dersin sonu gibi heyecanlı, tsubasanın hiç bitmeyen sahası gibi uzun, coyote nin hiç öldüremediği road runner gibi sağlam, her cips paketinden çıkan tasolar gibi sıkça karşına çıkan bir şey gibi dimi? Söylemediler mi sana onun şirinlerdeki gargamel gibi düzembaz, bizimkilerdeki cafer gibi iki yüzlü, sulugöz sakızı gibi ekşi, ışıklı spor ayakkabılar gibi yanar döner olduğunu…uyusun da buyusun nini.

Aslinda, bunlarin hicbiri gercek degil. Senin ask dedigin sey bikac tane kartpostal satmak icin icat edilen bir kavram. Yanliz dogarsin ve yanliz olursun. Bu dunya da bu iki gercegi unutman icin kafani oyalayacagin binbir tane kural koyar. Yarin yokmus gibi yasayacaksin. Cunku yok. (alinti)

Gerci kalp bu. Dur mu diyeceksin?

Fandango

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder